Merhaba,
Uzun zamandır bahsetmek istediğim bir konu var. Günlük yaşantımızda sosyal ilişkiler içinde olduğumuz insanlarla olan iletişim şeklimizi nasıl belirliyoruz hiç düşündünüz mü?
Şimdi size bir örneklendirme yapmak istiyorum. İyi eğitimler almış, iş tecrübeleri olan, şu anda da kurumsal bir firmada çalışan, sosyal çevresi geniş bir Ayşe olsun. Ayşe ofiste bazı arkadaşlarıyla çok iyi geçiniyor, onlara günaydın, nasılsın, merhaba demeyi, güler yüz göstermeyi hiç eksik etmiyor. Ancak şu Fatmaların grubu yok mu? Suratsızın teki hepsi. Ayşe onların yanından geçerken asla selam vermiyor. Ne vericek yaa! Sanki verse onlar karşılık verecek de! Bazen asansörde Fatmaların grubundan biri ile karşılaşıyor yok farzediyor hepsini. Geçende Fatmalardan biri yanındakiyle konuşuyormuş. Çocuğu mu hastaymış ne. Herkes geçmiş olsun demiş. Ayşe de diyecekmiş ama son anda vazgeçmiş çünkü bir kere Ayşe ameliyat olup işe geri döndüğünde Fatma da ona dememiş...Fatma da Ayşe'nin çok suratsız olduğunu, iletişim sorunları olduğunu sağda solda anlatıyormuş.
Bu Ayşeler ve Fatmalar çoğu zaman bizim yer değiştirmiş halimiz olabiliyor. Kendinize bir bakın sevdiğiniz insanlarla iş yaparken daha bir nezaketli, içten ve saygılı olabiliyorken, sevmediklerinizle çalışmak aşırı zor geliyor hatta bazen yan yana geçerken göz göze gelip günaydın bile demek istemiyorsunuz.
İçten şekilde pozitif söylenmiş bir günaydını derken karşı taraf güne iyi başlasın diye söylemiyoruz aslında. Kendimizi daha pozitif hissetmek için söylüyoruz. Biz ne kadar güne iyi başlarsak karşıya da o enerjiyi geçiriyoruz.
"Karşı taraf bana günaydın demediği için ben de demeyi kestim."
Bu cümlenin açıklaması aslında;
"Karşı tarafın davranışları benim davranışımı ve dolaylı yoldan karakterimi şekillendirebiliyor. Karşı taraf benim üzerimde etki sahibi."
Aslında biz güler yüzlü biriysek, günaydın demek bize iyi hissettiriyorsa, karşı taraftan bunu beklemek yersiz. Varsın size karşılık vermesin. Sizin hayata bakışınız güne güzel başlamak üzerine kurulu ise, gördüğünüz herkese günaydın demek kendinize yapılmış bir iyilik.
Karşı taraf sizin sağlık probleminizle yahut çocuğunuzun başarısıyla ilgilenmiyor olabilir ama siz birlikte çalıştığınız insanların da iş dışında bir yaşamları olduğunu, türlü sevinçleri, üzüntüleri taşıdıklarını bildiğiniz için yeri geldiğinde halini hatırını sormayı ihmal etmeyin.
"Güzel davranış kişinin kendisine hizmet eder. Karşı taraf sadece bundan nasiplenir."
Unutmayınız. Sevgilerimle :)
Ebru Keser Kayrak
Comments