Bazen hayatımız için kafamızda yapılacak listesi oluşturup planlamalara, yani gelecekte olacaklar kısmına o kadar takılıyoruz ki mevcutla ilgili bir şey yapmaya beyni ikna edemiyoruz. Çünkü biyolojik olarak beyni bir konuyla sürekli meşgul edince o konuyu yaşanmış gibi algılayıp o sekmeyi tamamlanan işler kategorisine atabiliyor. Ama bir bakıyoruz gerçek hayatta hala aynı işler beklemede. Bu işler için harekete geçecek enerjiyi o işi düşünerek tüketmişiz bile. Hemen örneklendirelim; Hafta sonu misal kanepede çakılı kaldınız nevresimler değişmeli, duşa girmeli, çamaşırları yıkamalı ve pazartesi için yapılacak işlerinizin bilgisayarda ön hazırlığına başlamalısınız. Ama siz hiç birini yapmadığınız gibi yapmadıklarınızı düşünüp rahatsız olmaktan da geri kalmıyorsunuz. En sonunda işi sürekli düşündüğünüz için o işlerle yeterince meşgul olduğuna inanan beyin sizi başka şeylerle ilgilenmeye itiyor. En büyük sıkıntımız aslında fütursuzca hiçbir şey düşünmeyerek zaman geçirmemiz değil. Böyle olsa zihni boşalttık, dinlendik, anı yaşadık gibi bir sürü etikete büründürebiliriz. Bizim sıkıntımız yapılacak işleri yapmayıp sürekli arkada onları düşünmemiz. boş boş oturduğumuz andan da keyif almamamızı sağlayan bir durum bu ve müthiş rahatsız edici.
Uzun zamandır ben de bu dertten muzdarip biri olarak bu konuya biraz daha fazla eğilmeye karar verdim. Teoride her şeyi bilen ve yapabileceğine bir şekilde ikna olmuş beyni fiziksel olarak harekete geçirmek ve aksiyon almak hiç de sandığım kadar kolay olmuyor. Anahtar kelime dilediğin yerden başla. Hemen. Mel Robbins’in beş saniye kuralını kendime hatırlatıp aklımdaki yapılacaklar listesinde konulara giden yolda herhangi birindeki ilk adımı beş saniye içinde başlatmak bunlardan biri. Beş saniye kuralının ne olduğunu hemen biraz daha açalım. Beş saniye kuralı, kişisel gelişim uzmanı Mel Robbins tarafından geliştirilen ve insanların erteleme alışkanlıklarını yenmelerine yardımcı olan etkili bir yöntemdir. Bu kural, temel olarak, bir fikri veya eylemi gerçekleştirmeye karar verdiğimiz andan itibaren beş saniye içinde harekete geçmemizi önerir. Eğer bu süreyi aşarsak, beynimiz genellikle gerekçeler üretmeye ve bizi o eylemi yapmaktan alıkoymaya başlar.
Kuralın işleyişi oldukça basittir: Yapmak istediğiniz bir şey geldiğinde aklınıza, hemen beşten geriye doğru saymaya başlayın - 5, 4, 3, 2, 1 - ve sonrasında harekete geçin. Bu geriye sayma süreci, beyninizi engelleyici düşüncelerden arındırarak sizi doğrudan eyleme yönlendirmeye yardımcı olur. Beş saniye kuralı, fizyolojik olarak beynin düşünme ve eyleme geçme süreçleri arasındaki boşluğu kapatarak hızlı ve etkili bir şekilde harekete geçmenizi sağlar.
Bu kural, sadece günlük işleri yaparken değil, aynı zamanda kariyer hedefleri belirlerken, sosyal ilişkilerde adım atarken veya kişisel gelişim alanlarında ilerlerken de kullanılabilir. Önemli olan, düşüncelerinizi harekete geçirecek bir tetikleyici olarak bu kuralı sürekli olarak uygulamak ve alışkanlık haline getirmektir.
Beş saniye kuralı, iş hayatında da erteleme alışkanlığını yenmek ve daha verimli çalışmak için etkili bir araç olabilir. Bu kuraldan iş hayatında nasıl yararlanabileceğinize dair bazı örnekler verelim:
Toplantılarda Katılım: Bir toplantıda yeni bir fikir veya öneri sunmak istiyorsanız ancak çekiniyorsanız, bu kuralı uygulayabilirsiniz. Fikir aklınıza geldiğinde hemen beşten geriye sayın ve söz alarak düşüncenizi paylaşın. Bu, hem kendinize güveninizi artırır hem de iş arkadaşlarınızın sizin katkılarınızı görmesini sağlar.
E-posta Cevaplama: Gelen e-postaları yanıtlamak bazen gözümüzde büyüyebilir. Beş saniye kuralını kullanarak, e-postayı açtığınızda beş saniye içinde cevap yazmaya başlayabilirsiniz. Bu, biriken e-postalarınızı daha hızlı ve etkili bir şekilde yönetmenize yardımcı olur.
Görev Başlangıcı: Masanızda bekleyen ve bir türlü başlayamadığınız bir proje mi var? Projeyi ele almaya karar verdiğiniz anda beşten geriye sayın ve ilk adımı atın. Bu kural, projeyi daha az stresle ve daha hızlı bir şekilde ilerletmenizi sağlar.
Sunum Yapma: Bir sunum yapmadan önce yaşanan heyecan ve stres, bazen sunumu ertelememize neden olabilir. Beş saniye kuralını kullanarak, sunuma başlamadan hemen önce kendinize zaman tanımadan harekete geçebilirsiniz. Bu, stres seviyenizi düşürür ve odaklanmanıza yardımcı olur.
Geri Bildirim Vermek: İş arkadaşınıza veya ekibinize geri bildirim vermek zor olabilir. Ancak, beş saniye kuralını uygulayarak, beş saniye içinde geri bildirim vermeye başlayabilirsiniz. Bu, iletişimi geliştirir ve takım içindeki işbirliğini artırır.
Bu örnekler, beş saniye kuralının iş hayatında nasıl kullanılabileceğine dair sadece birkaç fikir. Bu kuralı alışkanlık haline getirerek daha proaktif ve üretken bir çalışma tarzı geliştirebilirsiniz. Aklımızda kalacağına hayata geçirip olacaklara göre süreci şekillendirmek her zaman daha yol katedici. Ben bu kuralı hayatımda bu ara daha sık uygulamaya başladım belki size de ilham olur.
Sevgiler
Ebru Keser Kayrak